Bir zamanlar, Oğuzların yiğit ve hürmet gören bir lideri vardı. Adı Dirse Han’dı. Dirse Han, Oğuzların en bilge ve en saygın hükümdarıydı. Bir gün obaya, ücra bir dağ köyünden Boğaç adında bir delikanlı gelmiş. Boğaç, Oğuz topraklarını korumak ve Dirse Han’ın huzurunda onurlu bir yer edinmek istediğini belirtmiş. Kısa süre içerisinde göze girmiş. Herkes kendisini takdir etmiş. Dirse Han’ın huzuruna geldiğinde başı önde onun için her zorlukla baş edebileceğini söylemiş.
Dirse Han, genç Boğaç’ın gözlerindeki ateşi ve kararlılığı fark etmiş. Ona bir sınav vermiş: “Gel, yiğitliklerini ve sadakatini kanıtla.” demiş. Boğaç, bu sınavı kabul etmiş ve gösterişsiz bir şekilde obanın hizmetine girmiş. Hiçbir tören düzenlenmemiş. Kimse onun farkında bile değilmiş. Fakat zamanı geldiğinde kendini gösterecekmiş. Yiğit bir delikanlı olduğunu kanıtlayacakmış. Cesur ve korkusuzca savaşarak herkesin ilgisini görecekmiş.
Geçen zaman içinde Boğaç, obadaki herkesin saygısını kazanmış. O, yiğitliği ve dürüstlüğüyle tanınmış, obanın en zorlu işlerini başarıyla yerine getirmiş. Dirse Han, Boğaç’ın yüreğindeki samimiyeti ve sadakati görmüş. Onu gerektiği gibi ilgiyle karşılayarak hakkı olanı vermiş. Cesaretini takdir etmiş. Tüm halkın ona saygı duyması gerektiğini söylemiş.
Bir gün, oba, düşman bir kavmin baskınına uğramıştı. Dirse Han, savaş meydanında Boğaç’a güvenmiş ve ona savaşın kaderini emanet etmişti. Boğaç, yiğitçe savaşmış ve düşmanı bozguna uğratmıştı. O gün, Boğaç Han Boyu olarak anılmaya başlandı. Ne kadar yiğit bir savaşçı olduğunu göstererek herkesin aklına kazındı. Zaferle döndü ve halkını kurtardı. Ödüllere layık görüldü. Dirse Han onu yanından ayırmadı.
Boğaç Han, Dirse Han’ın yanında sadakatle hizmet etmiş ve Oğuz topraklarını korumuştu. Onun cesareti ve dürüstlüğü, Oğuzların efsaneleşmiş hikayeleri arasında yerini almıştı. Dirse Han’ın ölümünden sonra Boğaç Han, Oğuzların yeni lideri olarak seçilmiş ve halkına adaletle hükmetmişti. Vasiyeti üzerine liderliği adil bir ortamda yürütmüştü. Bu sayede barış her daim devam etmişti. Düşmanlar yaklaşmaya korkar hale gelmişti. Bağımsız ve özgür şekilde halkıyla bir ömür boyu yaşamıştı.